İş Sözleşmesi Yapmak İşçinin Lehinedir
İşe başlarken imzalanan iş sözleşmesi, işçilere çalışacakları ortamı ve koşulları net bir şekilde gösterir. Bu sözleşme sayesinde, işinizin detayları, ne kadar ücret alacağınız, çalışma saatleriniz gibi önemli bilgiler kağıt üzerinde açıkça belirtilir. Bu durum, iş yerinde ne bekleyeceğinizi bilmek için önemlidir. Böylece, hem siz hem de işveren için işler daha adil ve açık bir şekilde yürütülür. Yani iş sözleşmesi, iş hayatınızda sizi koruyan ve haklarınızı net bir şekilde ortaya koyan önemli bir belgedir.
1. İşçinin Kaçta İşe Gelip Eve Kaçta Geleceği Kaç Para Alacağı Belirli Olacaktır
İş sözleşmesi ile işçinin maaşı, çalışma saatleri, izin hakları ve iş tanımı gibi önemli detaylar yazılı olarak belirlenir. Örneğin, bir işçinin aylık maaşı 30.000 TL, haftalık çalışma süresi 45 saat olarak sözleşmede yer alıyorsa, bu şartlar değiştirilemez ve işçiye güvence sağlar.
Örnek Durum:
Ali, yeni bir işe başladığında işverenle bir iş sözleşmesi yapar. Sözleşmede çalışma saatleri haftada 45 saat olarak belirlenmiştir. Ancak işveren, birkaç hafta sonra Ali’den haftada 60 saat çalışmasını istemeye başlar. Ali, iş sözleşmesine göre haftada 45 saatten fazla çalışmak zorunda olmadığını belirterek, ek saatler için fazla mesai ücreti talep edebilir.
2. Sözleşme İşçinin Hakkının Yenmesini Engeller
İş sözleşmesi, işçinin çalışma haklarını korumak için bir güvencedir. Eğer işveren, sözleşmedeki kurallara uymazsa, işçi bu durumu kanıt olarak mahkemede kullanabilir ve “Sözleşmede bu böyle yazmıyor” diyerek haklarını savunabilir. İşçi, anlaşmanın başlangıcında ne konuşulduğunu ve ne üzerinde anlaşıldığını net bir şekilde belirtebilme hakkına sahiptir.
Örnek Durum: Ali, bir fabrikada çalışmaktadır ve iş sözleşmesinde her yıl için 20 gün ücretli izin kullanabileceği belirtilmiştir. Ancak işveren, Ali’nin izin isteklerini nedensiz yere reddetmeye başlar. Bu durumda Ali, sözleşmesini kanıt olarak göstererek haklarını talep edebilir. Eğer işveren izin hakkını vermekte ısrarla reddederse, Ali hukuki yollarla haklarını arayabilir ve işverene karşı dava açabilir. Bu şekilde, iş sözleşmesi Ali’ye işverenin keyfi davranışlarına karşı koruma sağlar ve hakkını aramasına yardımcı olur.
3. İşten Ayrılma ve Tazminat Hakları
İş sözleşmesi, işten çıkış koşullarını da içerir. İşverenin, sözleşmeye aykırı davranması durumunda işçi, iş sözleşmesine dayanarak işi bırakabilir ve kimi durumlarda tazminat hakkı kazanabilir.
Örnek Durum:
Mehmet, işverenin sürekli olarak geç ödemeler yapması ve çalışma koşullarını kötüleştirmesi üzerine, iş sözleşmesinde belirtilen haksız fesih şartlarına dayanarak işten ayrılır ve kıdem tazminatı talep edebilir.
İş Sözleşmesiz Çalışmak Riskli Mi?
Evet, riskli. Çünkü, sözleşme olmadığında, işveren ile işçi arasında ne üzerinde anlaşıldığını kanıtlamak zor olabilir. İşveren “Bu işi yapmak için anlaştık” diyebilirken, işçi “Hayır, benim işim bu değildi” diyebilir. Bu durum, genellikle işçi aleyhine sonuçlanabilir çünkü işçinin anlaşmayı kanıtlaması daha zordur.
Örneğin, bir işçi kaynakçı mıdır, yoksa genel bir işçi mi? İş yerinin içinde mi çalışır, dışında mı? Servis görevi var mıdır? Öğle araları ne kadar sürmektedir ve ekstra hakları var mıdır? Bu soruların cevapları, iş sözleşmesi olmadığında havada kalır ve bu durum, yarın öbür gün açılacak hukuki davalarda büyük sorunlar yaratabilir.
İŞ SÖZLEŞMESİ ISLAK İMZALI OLMALI MI?
Bu bölümle ilgili detaylı yazı yazdık. Başlığa tıklayarak ulaşabilirsin.
Mehmet’in Hikayesi Müdürle Anlaşmazlık Bakım Ustası Mı Yoksa Meydancı Mı?
Diyelim ki, Mehmet adında bir işçi, bir fabrikada çalışmaya başlıyor. İşe başlarken işverenle sadece el sıkışarak anlaşma yapıyor ve işveren Mehmet’e işin detaylarını sadece sözlü olarak anlatıyor. İşveren, Mehmet’in iş tanımını fabrikada genel yardımcı olarak gösteriyor. Yani Mehmet’in temelde temizlik yapması, malzemeleri taşıması gibi görevler yapması bekleniyor.
Ancak işin gerçekte ne olduğu başlangıçta söylenenden farklı çıkıyor. Mehmet, işe başladıktan kısa bir süre sonra, işverenin kendisinden fabrikadaki makinelerin tamirini ve bakımını yapmasını istediğini fark ediyor. Bu işler, yüksek teknik bilgi ve beceri gerektiriyor ve normalde daha yüksek ücretle ödenen işlerdir. İlk başlarda Mehmet bu durumu kabul ediyor çünkü işe yeni başlamış ve işverene iyi bir izlenim bırakmak istiyor.
Zaman geçtikçe Mehmet, yapmakta olduğu işin aslında çok daha nitelikli ve yüksek ücret gerektiren bir iş olduğunu anlıyor. Ancak iş başlangıcında yazılı bir iş sözleşmesi yapılmadığı için, iş tanımı ve ücret konusunda net bir anlaşma yok. Mehmet, daha yüksek bir ücret talep etmek istese de, işveren “Seni basit bir yardımcı olarak işe aldım ve iş tanımın bu” diyerek Mehmet’in taleplerini reddedebilir.
Bu durum, Mehmet’in işverene karşı haklarını savunmasını zorlaştırır. Eğer iş sözleşmesi baştan yazılı olarak düzenlenmiş olsaydı ve Mehmet’in gerçekte yapması gereken işler açıkça belirtilmiş olsaydı, Mehmet bu durumda haklarını çok daha kolay bir şekilde talep edebilir ve işverenle yaşadığı anlaşmazlıkta daha güçlü bir pozisyona sahip olabilirdi.
İş Sözleşmesi Yoksa Yaptığım Çalışmayı Nasıl İspat Ederim
İş sözleşmeniz yoksa ve işinizle ilgili belirsizlikler varsa, mahkemede işinizi ve çalışma pozisyonunuzu tanıklar aracılığıyla ispatlamanız gerekebilir. Ancak tanıklar mahkemede heyecanlanabilir ve düzgün ifade veremeyebilir. Bu nedenle, işinizi doğru bir şekilde açıklamak için fotoğraflar, çalışma kayıtları gibi somut deliller de önemlidir.
Tanıklar Mahkemede Heyecan Yapabilir
Davalarda, tanıkların dinlenmesi önemli bir ispat yöntemidir. Ancak tanıkların psikolojik durumları, ifadelerinin kalitesini etkileyebilir. Kimi tanık rahat ve açık şekilde konuşabilirken, kimi heyecandan dolayı mahkemede konuşamayabilir. Bu durum, ispat sürecinde önemli riskler oluşturur.
Psikolojik Etkiler
Tanıkların psikolojik durumları, onların ifade verme kabiliyetlerini doğrudan etkiler. Mahkemede konuşma korkusu, tanıklık yapacak kişilerin üzerinde baskı oluşturabilir. Ayrıca, işten çıkarılma korkusu da tanıkların gerçekleri açıklama isteklerini sınırlayabilir. Bir tanık, “Eğer şimdi konuşursam beni işten çıkarırlar” endişesiyle gerçek durumu anlatmaktan kaçınabilir.
Mevzuata Göre İş Sözleşmesinin Yazılı Olma Zorunluluğu
İş sözleşmesi, işçinin iş görme yükümlülüğü ile işverenin ücret ödeme yükümlülüğü arasındaki anlaşmadır. Yani, bir kişi çalışmayı kabul eder ve karşılığında diğer taraf ona para ödeme sözü verir. Bu anlaşma genellikle her iki taraf için de çok önemlidir çünkü çalışma koşullarını ve ücreti belirler.
İş Sözleşmesi Ne Zaman Yazılı Olmalı?
- Genel Kural:
- İş sözleşmesi yaparken her zaman bir belgeye yazmanız gerekmez. Yani, işe başlarken el sıkışarak ve sözlü olarak da anlaşabilirsiniz.
- Bir Yıl veya Daha Uzun Süreli Sözleşmeler:
- Eğer iş sözleşmenizin süresi bir yıl veya daha fazla ise, bu durumda sözleşmeyi yazılı yapmanız zorunludur. Bu yazılı sözleşmeler, damga vergisi gibi ek maliyetlerden muaf tutulur, yani ekstra vergi ödemeniz gerekmez.
- Yazılı Sözleşme Yapılmadığı Durumlar:
- Eğer başlangıçta yazılı bir sözleşme yapmadıysanız, işverenin yine de bazı yükümlülükleri vardır. İşveren, işe başladığınız tarihten itibaren en geç iki ay içinde, çalışma koşullarınızı, günlük veya haftalık çalışma saatlerinizi, maaşınızı ve maaş eklerinizi, maaşın ne zaman ödeneceğini ve eğer varsa iş sözleşmenizin ne zaman sona ereceğini içeren yazılı bir belge vermek zorundadır.
- Ancak, süresi bir aydan kısa sürecek iş sözleşmeleri için bu kural geçerli değildir. Eğer iş sözleşmesi iki ay dolmadan sona ererse, işveren bu bilgileri iş sözleşmesi bitmeden önce size vermek zorundadır.
İş sözleşmesiyle ilgili sıkça sorulan sorular ve cevapları:
- İş sözleşmesi olmadan dava açabilir miyim?
Evet, iş sözleşmeniz yazılı bir belge olarak mevcut olmasa bile, çalışma koşullarınıza ilişkin haksızlıklar veya anlaşmazlıklar nedeniyle dava açabilirsiniz. Mahkemede, sözlü anlaşmalar, tanık ifadeleri, e-posta yazışmaları gibi delillerle çalışma koşullarınızı ve haklarınızı kanıtlayabilirsiniz. - İş sözleşmesi olmadan avukat tutabilir miyim?
Evet, iş sözleşmeniz olmasa da bir avukat tutabilirsiniz. Avukat, çalışma koşullarınızla ilgili hukuki destek sağlayarak haklarınızı korumada size yardımcı olacaktır. Avukat, var olan delilleri kullanarak durumunuzu daha iyi bir şekilde temsil edebilir. - İş sözleşmesi olmadan işten çıkabilir miyim?
Evet, iş sözleşmeniz yazılı olmasa bile, istediğiniz zaman işten çıkabilirsiniz. Ancak, işvereninizle aranızda var olan sözlü anlaşmalara göre, belirli bir süre önce haber vermeniz gerekebilir. Ayrıca, işten çıkışınızın koşulları ve olası tazminat haklarınız konusunda belirsizlikler olabilir. - İş sözleşmesi olmaması dava açmaya engel midir?
Hayır, iş sözleşmesi olmaması dava açmanıza engel değildir. Ancak dava sürecinde, çalışma şartlarınızı ve işvereninizle yaptığınız anlaşmaları kanıtlamanız gerekebilir. Bu, yazılı bir iş sözleşmesi olmadığında daha zor olabilir. - İş sözleşmesi yoksa mahkeme ne yapar?
İş sözleşmesi olmadığında mahkeme, mevcut delillere dayanarak karar verir. Tanık ifadeleri, e-posta yazışmaları, maaş bordroları ve diğer belgeler gibi deliller, işçinin çalışma koşullarını ve işverenle olan anlaşmalarını kanıtlamak için kullanılabilir. Mahkeme, bu delilleri değerlendirerek işçinin haklarının ihlal edilip edilmediğine karar verir. - İş sözleşmemi kaybettim, ne yapabilirim?
İş sözleşmenizi kaybetmeniz durumunda, ilk adımınız işvereninizden bir kopyasını istemek olmalıdır. İşverenler, genellikle çalışanların iş sözleşmelerinin bir kopyasını saklamakla yükümlüdür. Eğer işvereninizden bir kopya alamazsanız veya işveren kopya vermek istemezse, insan kaynakları departmanı veya muhasebe departmanından işe giriş belgelerinizi ve maaş bordrolarınızı talep edebilirsiniz. Bu belgeler, çalışma koşullarınız ve işe başlama tarihiniz gibi önemli bilgileri içerir ve hukuki işlemlerde iş sözleşmenizin yerini tutabilir. - İşveren iş sözleşmesini vermek zorunda mıdır? Evet, işverenler genellikle iş sözleşmesinin bir kopyasını çalışanlarına vermekle yükümlüdür. İş kanunları çoğu ülkede, işvereni işe aldığı kişilere, iş başlangıcında çalışma koşullarını açıkça belirten yazılı bir iş sözleşmesi veya iş teklif mektubu sağlamakla sorumlu kılar. Eğer çalışan yazılı bir sözleşme talep ederse, işverenin bu talebe uyması gerekmektedir. İşverenin bu yükümlülüğü yerine getirmemesi, yasal yaptırımlara neden olabilir ve çalışanın haklarını koruma altına alacak yasal süreçlerin başlatılmasına olanak tanır. Bu nedenle, işvereninizden iş sözleşmesi talep etmek ve bir kopyasını elinizde bulundurmak, hem işveren hem de çalışan için önemli bir hukuki koruma sağlar.
Avukat Tutamaya Gerek Var Mı?
İyi bir iş davası avukatı neden önemli? İş hukuku, karmaşık terimler ve prosedürlerle doludur. İyi bir iş davası avukatı, bu karmaşık süreçleri sizin için sadeleştirir. Örneğin, Mehmet ustabaşı olarak çalıştığı fabrikada, sözlü olarak verilen izin günleri işveren tarafından sonradan inkar edilirse, bir avukat bu durumu nasıl ele alacağınız konusunda size yol gösterir. Avukatınız, işvereninizin sözlerini ve sözleşmesiz yapılan anlaşmaları mahkemede geçerli delillerle destekleyerek, haklarınızı savunur.
Avukat tutmanın avantajları nelerdir?
- Haklarınızı Anlama: İş mahkemesi avukatı, iş hukuku alanında uzmandır ve işçi hakları konusunda derinlemesine bilgi sahibidir. Sizin anlamadığınız yasal detayları size açıklar ve haklarınızı nasıl koruyacağınız konusunda sizi bilgilendirir.
- Delil Toplama: İş sözleşmesi olmadan çalışıyorsanız, işinizdeki şartları ve sözlü yapılan anlaşmaları kanıtlamak zordur. İş davası avukatınız, tanıkları doğru şekilde yönlendirerek ve yazışmalar gibi delilleri toplayarak durumunuzu güçlendirir.
- Etkili Müzakere: İş mahkemesi avukatı, işverenle veya diğer taraflarla yapılacak müzakerelerde sizin en iyi çıkarlarınızı gözetir. Bu, sizin daha adil çalışma koşulları elde etmenizi sağlar. İşten çıkmanız gerekiyorsa hak edişlerinizi en makul şekilde almak için mevzuatın verdiği tüm imkanları sonuna kadar kullanacaktır.
- Mahkemede Temsil: Mahkeme süreci stresli ve karmaşık olabilir. Avukatınız, mahkemede sizi temsil ederek, hukuki süreçlerde haklarınızın tam olarak korunmasını sağlar.
Sonuç olarak, “avukatın ne faydası olacak?” sorusuna cevap olarak, iş mahkemesi avukatının işçi haklarını korumada, haksızlıklara karşı mücadelede ve hukuki süreçlerde rehberlik etmede büyük bir fayda sağladığını söyleyebiliriz. İş hukuku konularında uzman bir avukat, karmaşık iş yasaları arasında yol gösterici olur ve haklarınızın etkin bir şekilde savunulmasını sağlar.
Hocam merhaba.
Sitede danışma görevlisi olarak çalışmaktayım. Başıma şöyle bir olay geldi, sitenin bahce katında oturan şahıs bahcesinde mangal yakıyor bunu gören katmaliklerinden biri görevim mesaim esnasında danışmayı arayıp durumu şikayet ediyor. Ben şahsı uyarıyorum (sitede mangal yakmak yasaktır ne bahcede nede bolkonda mangal yapamazsınız ) dedim. Sonra bu şahıs görev yerime geldi ” beni kim şikayet eti bana isim ver… bak seni kötü yaparım… ” dakikalar geçtikce bu şahıs çoşmaya başladı ve küfürler hakaretler tehtitler ederken aramızda kavkaçıktı bizi ayırdılar. Bu durumu sitenin avukatına anlattık. Benim isteğim site avukatı bu şahsı mahkemeye vermesi idi. Avukatın bana söylediği ” senin şahsi meselen sen kendin davacı olmalısın biz site yönetimi olarak senin bu şahızla kavganıza dava açamayız ” dedi. Şunu çok merak ediyorum, bana butip işler senin görevin işin deniyor ama bu tip işler yüzünden kavgalar çıkınca şahsıma saldırılar yada zorbalıklar yapılınca benim şahsi meselem oluyor. Bu nasıl olabilir ? İş veren işcisinin salığından ve güvenliğinden sorumlu değilmidir ?
Bu şahsi meseledir. şikayetçi olun.